Sonra nutfeyi alaka (aşılanmış yumurta) yaptık. Peşinden, alakayı, bir parçacık et haline soktuk; bu bir parçacık eti kemiklere (iskelete) çevirdik; bu kemikleri etle kapladık. Sonra onu başka bir yaratışla insan haline getirdik. Yapıp-yaratanların en güzeli olan Allah pek yücedir.
İngilizce Tercüme - Rovvad Merkezi - Amme Cüzü
Fassarar Turanci - Sahih Internationale
Fassarar Turanci - Hilali da Khan
Fransızca Tercüme - İslami Forum
French Translation - Rashid Maash
Turkish translation - Shaaban Britsh
Turkish translation - Rowwad Tanslation Center
Turkish Translation - Ali Ozek
Ayet :
15
ثُمَّ إِنَّكُم بَعۡدَ ذَٰلِكَ لَمَيِّتُونَ
Sonra, muhakkak ki siz, bunun ardından elbet öleceksiniz.
İngilizce Tercüme - Rovvad Merkezi - Amme Cüzü
Fassarar Turanci - Sahih Internationale
Fassarar Turanci - Hilali da Khan
Fransızca Tercüme - İslami Forum
French Translation - Rashid Maash
Turkish translation - Shaaban Britsh
Turkish translation - Rowwad Tanslation Center
Turkish Translation - Ali Ozek
Ayet :
16
ثُمَّ إِنَّكُمۡ يَوۡمَ ٱلۡقِيَٰمَةِ تُبۡعَثُونَ
Sonra da şüphesiz, sîzler kıyamet gününde tekrar diriltileceksiniz.
Böylece onun (yağmurun) sayesinde sizin yararınıza hurma bahçeleri ve üzüm bağları meydana getirdik. Bunlarda sizin için birçok meyveler vardır ve siz onlardan yersiniz.
Hayvanlarda sizin için elbette ibretler vardır. Karınlarındaki sütten size içiriyoruz. Onlarda sizin için pek çok fayda vardır ve onlardan yiyip duruyorsunuz.
Bunun üzerine, kavminin inkârcı ileri gelenleri şöyle dediler: «Bu, tıpkı sizin gibi bir beşer olmaktan başka bir şey değildir. Size üstün ve hâkim olmak istiyor. Eğer Allah (peygamber göndermek) isteseydi, muhakkak ki melekler gönderirdi. Biz geçmişteki atalarımızdan böyle bir şey duymadık.»
Bunun üzerine ona şöyle vahyettik: Gözlerimizin önünde (muhafazamız altında) ve bildirdiğimiz şekilde gemiyi yap. Bizim emrimiz gelip de sular coşup yükselmeye başlayınca her cinsten eşler halinde iki tane ve bir de, içlerinden, daha önce kendisi aleyhinde hüküm verilmiş olanların dışındaki aileni gemiye al. Zulmetmiş olanlar konusunda bana hiç yalvarma! Zira onlar kesinlikle boğulacaklardır.
Onun kavminden, kâfir olup ahirete ulaşmayı inkâr eden ve dünya hayatında kendilerine refah verdiğimiz varlıklı kişiler: «Bu, dediler, sadece sizin gibi bir insandır; sizin yediğinizden yer, sizin içtiğinizden içer.»
Sonra birbiri arkasına peygamberlerimizi gönderdik. Her ümmete peygamberi gelince, onu yine yalanladılar. Biz de onları birbiri ardından yok ettik ve onları ibret hikâyelerine dönüştürdük. İman etmeyen böyle kavimler yok olsun.
Hayır, onların (o inkârcıların) kalpleri bu hususta cehâlet içindedir. Ayrıca onların bundan (bu şirk ve inkârcılıklarından) öte birtakım (kötü) işleri vardır ki, onlar bu işleri yapar dururlar.
Eğer hak, onların hevâ ve heveslerine tâbi olsaydı, gökler, yer ve içindeki herkes, mutlaka bozguna uğrardı. Oysa biz onlara, şân ve şereflerini ihtiva eden Kur'ân'ı getirdik; fakat onlar, bundan yüz çevirmektedirler.
Eğer biliyorsanız (söyleyin), her şeyin melekûtu (mülkiyeti ve yönetimi) kendisinin elinde olan, kendisi her şeyi koruyup kollayan, fakat kendisi korunmayan (buna muhtaç olmayan) kimdir? diye sor.
İngilizce Tercüme - Rovvad Merkezi - Amme Cüzü
Fassarar Turanci - Sahih Internationale
Fassarar Turanci - Hilali da Khan
Fransızca Tercüme - İslami Forum
French Translation - Rashid Maash
Turkish translation - Shaaban Britsh
Turkish translation - Rowwad Tanslation Center
Turkish Translation - Ali Ozek
Ayet :
89
سَيَقُولُونَ لِلَّهِۚ قُلۡ فَأَنَّىٰ تُسۡحَرُونَ
«(Bunların hepsi) Allah'ındır» diyecekler. Öyle ise nasıl olup da büyüye kapılıp (hakkın yalan, yalanın da hak olduğuna inanarak) aldanıyorsunuz? de.
Allah, hiçbir surette bir çocuk edinmemiştir ve O'nunla beraber hiçbir ilâh olmamıştır. Eğer öyle olsaydı, her ilâh kendi yarattığını sevk ve idare eder ve mutlaka onlardan biri diğerine galebe çalardı. Allah, onların (müşriklerin) yakıştırdıkları şeylerden münezzehtir.
"Ta ki yapmadan bıraktığım salih ameller yapayım." Asla söylediği sadece (boş laftan ibaret olan) kendi sözüdür. Tekrar dirilecekleri güne kadar, arkalarında (dönüşlerine mâni olacak) berzah vardır.
Kim Allah ile beraber, varlığına hiçbir delil bulunmayan başka bir ilâha ibadet ederse, onun hesabı Rabbi yanındadır. Gerçek şudur ki, kâfirler asla iflah olmayacaktır.