İşte onlar, Adem’in ve Nuh ile birlikte taşıdıklarımızın soyundan gelen, Allah’ın kendilerine nimet verdiği peygamberlerden ve İbrahim’in, İsrail'in/Yakub'un soyundan, doğruya ulaştırdığımız ve seçkin kıldığımız kimselerdendir. Onlara Rahman’ın ayetleri okunduğu zaman ağlayarak secdeye kapanırlardı.
O, göklerin, yerin ve ikisi arasındakilerin Rabbidir. O halde sadece O’na ibadet ve ibadet etmede sabırlı, sebatkâr ol. O’nun hiç adaşının/benzerinin olduğunu biliyor musun?
Rabbine andolsun ki, onları ve şeytanları bir araya toplayacağız ve sonra onları diz üstü çökmüş vaziyette Cehennem'in çevresinde hazır bulunduracağız.
Ayetlerimiz kendilerine apaçık bir şekilde okununca, kâfir olanlar iman edenlere: Bu iki gruptan hangisinin makamca daha hayırlıdır, meclisçe daha güzeldir? dediler.
De ki: Rahman, sapıklıkta olan kimseye arttırdıkça artırır. Sonunda vaat olundukları (ya dünya) azabı veya kıyameti gördükleri zaman kimin yerinin daha kötü, kimin ordusunun daha zayıf olduğunu bileceklerdir.